NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
إِدْرِيسَ
عَنْ شُعْبَةَ
عَنْ هِشَامِ
بْنِ زَيْدٍ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَسٍ أَنَّ
جَارِيَةً
كَانَ
عَلَيْهَا
أَوْضَاحٌ
لَهَا فَرَضَخَ
رَأْسَهَا
يَهُودِيٌّ
بِحَجَرٍ
فَدَخَلَ
عَلَيْهَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَبِهَا
رَمَقٌ فَقَالَ
لَهَا مَنْ
قَتَلَكِ
فُلَانٌ قَتَلَكِ
فَقَالَتْ لَا
بِرَأْسِهَا
قَالَ مَنْ
قَتَلَكِ
فُلَانٌ
قَتَلَكِ
قَالَتْ لَا
بِرَأْسِهَا
قَالَ
فُلَانٌ
قَتَلَكِ
قَالَتْ
نَعَمْ
بِرَأْسِهَا
فَأَمَرَ
بِهِ رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقُتِلَ بَيْنَ
حَجَرَيْنِ
Enes (r.a) den; (şöyle dediği)
rivayet edilmiştir:
Bir Yahudi üzerinde
zinet bulunan bir câriye'nin başını taşla ezdi. Rasûlullah (s.â.v) câriye
ölmek üzere iken yanına girdi. Ona:
"Seni kim öldürdü?
Falan mı öldürdü?" diye sordu. Kadın başı ile "hayır" diye işaret
etti. Rasûlullah tekrar:
"Falan mı
öldürdü?" dedi.
Kadın bu sefer başı ile
"evet" diye işaret etti. Bunun üzerine, Rasûlullah (s.a.v) emretti ve
katilin başı iki taş arasında ezildi.
İzah:
Buhâri, diyât; Müslim,
kasâme; Nesâi, kasâme; İbn Mâce, diyât
Hadisin Buhâri ve
Müslim'deki rivayetlerinde de öldürüldüğü bildirilen kadın, "Câriye"
kelimesi ile ifâdelendirilmiştir. İbn Mâce'nin bir rivayetinde ise mutlak
olarak "kadın" denilmektedir. Kadın köleye "cariye"
denildiği gibi, küçük kıza da câriye denilir. Yahûdinin kadını bir zinet
eşyasından dolayı öldürdüğü ve o zamanın şartlarında kölelerin zinet
takınmasının güçlüğü göz Önüne alınırsa, öldürülenin bir kız yada hür bir
kadın olması ihtimalden uzak olmaz kanaatindeyiz.
Bu babdaki üç hadis de
Enes b. Mâlik (r.a) den rivayet edilmiştir. Bunlardan birincisini Enes'den
nakleden Katâde, ikincisini nakleden Ebû Kilâbe üçüncüsünü nakleden de Hişâm b.
Zeydân'dır. Bu rivayetlerden ikisinde (4527 ve 4529) Hz. Nebi (s.a.v) in,
katil olan yahûdiyi kendisinin yaptığına kısas olarak kafasını iki taş
arasında ezdirerek öldürttüğü, birisinde ise (4528) recmle öldürttüğü ifâde
edilmektedir. Bu hal, hadisler arasında çelişki izlenimini vermekte ise de
sarihlerin yaptıkları teviller bu izlenimi izâle etmektedir. Azîmâbâdi, bu
hadislerin arasını şu şekillerde te'lif etmektedir:
1- Hadislerde geçen
"razh, raz = iki taş arasında ezmek" ve "recm= taşlamak"
aynı manâdadır. Çünkü hepsi taşla öldürmek demektir. Sadece, Katâde adama nasıl
taş vurulduğunu açıklamış, Ebû Kılâbe ise açıklamamıştır.
2- Bir adamın kafası
bir taşın üzerinde iken ona taş atmak veya üstten taş vurmak da recmdir. Çünkü
recmin çeşitleri vardır. Dolayısıyla her iki tâbir de aynı manâyı ifâde eder.
3- Adamın başı önce
taşla ezilip kuyuya atılmış, sonra da taşlanmış olabilir.
Hadisin babtaki ilk
rivayetinde yahûdinin, kadını öldürdüğünü itiraf ettiği görülmektedir.
Buhârî'nin vesâya'daki rivayetinde de aynı şekilde yahûdinin itirafı söz konusu
edilmemiştir. Bu durum, hadis üzerinde bir takım farklı yorumlara sebep
olmuştur.
Bâzı âlimler, hâdisenin
İslâmm ilk dönemlerinde vuku bulduğunu, o zamanlar öldürülen kişinin ölmeden
önceki verdiği habere itibar edilirken bilâhere neshedildiğini söylerler.
Yahûdinin itirafının sâdece Katâdenin rivayetinde bulunduğunu söyleyerek
dâvalarını te'yid ederler.
Ulemânın çoğunluğu ise
Katâde vasıtasıyla gelen rivayeti esas alarak, Hz. Nebi'in yahûdiyi maktulün
iddiası ile değil, kendisinin itirafı ile öldürdüğünü söylerler. İtirafın
Katâde'nin dışındaki râviler tarafından anılmamasını, onun olmaması yüzünden
değil, bir kimseye mâli ve bedeni bir cezanın beyyine olmadan
verilemeyeceğinin herkes tarafından bilinir olmasından kaynaklandığını
söylerler. Hattâbi, bu izahı getirenlerdendir.